GOSSIP GIRL PART I - Genel Dizi ve Karakterler Hakkında




 
Merhabalar. İlk yorumun Gossip Girl ile ilgili olmasını istedim. Kısaca bilgi vermek gerekirse, dizi 6 sezondan oluşuyor. Bölümler ortalama 40-42 dakika arasında. 

Dizi aslında zengin bir kesimin hikayesini anlatıyor. Diziyi ilerleten ve izlenir kılan büyük ölçüde karakterlerin geçirdiği süreç. Karakter dönüşümleri gözle görülebiliyor. Karakterlerin yaşadığı çatışmalar gündelik hayatla çok paralel. Beğendiğim bir yapım oldu. Tabii beğenmediğim yerler de oldu ya da nedenini anlamadığım. Bu bir yandan iyi de oldu aslında. Dizi üzerine düşünürken buldum kendimi. Bu da daha hızlı bitirmeme neden oldu. Karakterlerin motivasyonlarını anlayabilmek ve neden bazı davranışlarda bulunduklarını çözümleyebilmek için. Nitekim, bunlar aşağıya yazacağım karakter tahlillerinde var. Benim en çok sevdiğim karakterler Dan, Serena ve Chuck oldu çünkü en net motivasyona sahip karakterler onlardı. Dolayısıyla en gerçekçi de onlar geldi. İzlediyseniz ya da izleyecekseniz izledikten sonra fikirlerinizi merak ediyorum. İyi seyirler.

GOSSIP GIRL KARAKTERLER HAKKINDA:

(Bu kısım karakterler hakkında bilgi verici olmasına rağmen spoiler içerebilir. Önceden uyarmak istedim.)




Serena,

Dizi Serena’nın şehre geri dönmesiyle başlıyor. Bütün arkadaşları ona karşı cephe almış durumda. Bunun sebebi, kimseye haber vermeden apar topar başka bir yerde yatılı okula gitmesi. İlerleyen bölümlerde Serena’nın pek de iyi bir geçmişe sahip olmadığını görüyoruz. Sürekli erkeklerle gündelik ilişkileri ve kötü alışkanlıklara sahip olan bir kız Serena. Yatılı okuldan döndükten sonra temiz, dingin bir kız oluyor. Döndüğü zaman Dan ile karşılaşıyor ve Dan, onun ilk gerçek anlamda sevgilisi oluyor. Aynı zamanda Serena da Dan’in yıllardır aşık olduğu bir kız. Dolayısıyla Serena’nın temiz hayatında Dan’in varlığının çok büyük bir önemi var.

Serena kirli bir geçmişe sahip dedik. Bunu yapmasının aslında bir nedeni var. Serena’nın bu konudaki motivasyonunu anlamak çok önemli. Babası, Serena’yı onun annesini ve kardeşini terk etmiş. Yıllardır görüşmüyorlar. Yani Serena, aslında kendince babasının dikkatini çekmeye çalışan, sürekli magazine düşen, biraz şımarık zengin bir kız çocuğu. Bana kalırsa, döndükten sonra da çok iyi idare ediyor. Eski alışkanlıkları bırakmak zordur. Özellikle Dan’i gerçekten çok sevdiğini düşünüyorum. Dan ile ayrıldıkları yaz hiçbir erkekle ilişkisi olmaması bence bunun kanıtı. Önceki hayatını düşünürsek bu Serena için büyük bir gelişme. Ayrıca bakışlarında Dan’a karşı farklı şeyler var. 



Dan,

Dan dizide en çok değişim ve dönüşüm içinde olan karakterlerden birisi bence. Bütün zengin çocuklarının gittiği bir okulda yarı burslu okuyor. Dedikoducu Kız ona “Yalnız çocuk.”diyor. Fazla kişiyle konuşmayan hatta hiç kimseyle konuşmayan, etliye sütlüye karışmayıp sadece derslerine odaklanan bir çocuk, sınıfının ikincisi. Bursunu kaybetmeme çabası onda farkında olmadan “başarı açlığı” oluşturmuş. Dizideki Dan çatışmalarının birçoğu bu başarı açlığı ile ilgili.

Dan için kendi halinde bir çocuk demiştik. Bu okulun son senesine kadar böyle devam ediyor. Ta ki Serena ile sevgili oldukları ana kadar. Serena’dan sonra ister istemez kendini zengin camiasının tam ortasında duruyor. Serena ile Dan arasındaki ilişki çatışmaları bu eşitsizlik sebebiyle çıkıyor gözlemlediğim kadarıyla. Dan, bir şeyi başarmak için hep çalışmak zorunda ama Serena da dahil diğer zenginler birkaç yüz bin dolar bağış ile kolayca sorunların üstesinden gelebiliyor.

Dan’in kendince çizgileri var. Dan’de başarı açlığı var demiştik. Bu açlık zaman zaman onu büyük bir çatışmaya sokuyor. Chuck’ın hayatından esinlendiği hikayeyi yayınlamak ya da muhbirlik yapmak gibi. Bazı zamanlar başarılı olmak için istemediği şeyler yapmak zorunda. Kendi çizgilerinden taviz veriyor. Bu da onu bazen istemediği durumlara sokuyor. Ailesini ve arkadaşlarını karşısına almak gibi.




Chuck,

Chuck, bu hikayedeki belki de en yaralı karakter olabilir. Onun hayatı, motivasyonu çok farklı. Hayatında hiçbir zaman anne figürü olmamış. Bu yüzden de sürekli gece hayatı olan birisi. Bu durumu kesinlikle savunmasam da neden yaptığını anlayabiliyorum sanırım. Kadınlar tarafından sevilmeye ihtiyacı var. Kadın”lar” diyorum, dikkat ederseniz. 

Anne figürü olmadığı gibi baba figürü de eksik. Babası var ama aynı zamanda yok diyebiliriz. Bart, Chuck’ın babası, katı mizaçlı, soğuk, asla memnun olmayan bir adam. Chuck’a asla sevgi göstermeyen, sadece işi ile ilgilenen birisi.

Chuck’ın annesi, o doğarken doğumda ölmüş. En azından Chuck öyle biliyor. Babasının da kendisini bundan dolayı sevmediğine inanıyor. Bir yandan farklı girişim projeleriyle babasının karşısına çıkıyor. Onun dikkatini çekmek, onun gibi olduğunu göstermek istiyor. Sevgisini kazanamadığı babasını bu şekilde kazanmaya çalışıyor. Bunları yaparken gece hayatı da devam ediyor tabii. Chuck hiçbir zaman aile olamamış. Bu yüzden bağlanmak nedir hiçbir fikri yok. Dışarıdan duygularını göstermeyen taştan bir duvar adeta. Kimseye bağlanmayan, soğuk, katı, taş gibi sert bir duvar. Tıpkı babası gibi. Ama bu Blair ile değişiyor.


Blair,

Blair tam bir kraliçe. Güzeller güzeli bir “Entrikalar Kraliçesi”. Lisede bulunan kast sisteminin kraliçesi Blair Waldorf. Eğer bir sorununuz varsa ve onu çözecek birisini arıyorsanız o kişi Blair’den başkası olamaz. Tabii, Blair yöntemlerine kendinizi hazırlamanız gerekir. 

Üzücü kısım, Blair’ın yanındaki herkes konumundan dolayı onunla birlikte. (Kemik kadro Chuck, Nate, Serena’yı hariç tutuyorum. Tabii Dan’i de. Dan, gerçekten Blair’ı sevmişti.) Blair da bunun farkında.

Blair'ın hayat motivasyonu biraz farklı. Babasını çok seviyor. Her kız babasının prensesidir. Blair'ın hayali de prenses olmaktı çocukluğundan beri. İlerleyen bölümlerde bunu başarıyor ama sevdiğin insanla değilsen prenseslik hiçbir işe yaramıyor. Blair bunu acı bir şekilde anlıyor. 

Blair'ın hayatında örnek aldığı kadın annesi. Eleanor Waldorf, çok güçlü bir kadın. Aynı zamanda modacıların piri diyebiliriz. Blair'ın babasının onları bırakıp gitmesinden sonra bence Blair'ın annesine olan hayranlığı arttı. Ne kadar güçlü bir kadın olduğunu gördü. 

Blair bir kraliçe demiştik. Konumu onun için her şey demek. Konumunu korumak için her şeyi yapacak tabii ki. Konum için her şeyi yapacak birisi daha var: Jenny. Bu ikili savaşa hazırlansa iyi olur.



Jenny,

Jenny, Dan’in küçük kız kardeşi. İçtenlikle söyleyebilirim ki Jenny kötü bir kız. Özenti. Sürekli daha kötü ne yapabilir ki derken hep daha da kötüsünü yapıyor. (Evet, Jenny’i sevmiyorum.) Zenginler gibi olmaya çalışıyor ve bunun için herkesi harcamaya, şeytanla anlaşma yapmaya ve kendi ruhunu satmaya hazır. Size söylüyorum dostlar, eğer gerçek hayatta Jenny gibi biriyle karşılaşırsanız arkanıza bakmadan kaçın. Genellikle iyiler sonunda kazanmaya alışık olsa da kazanmaya giden yol oldukça entrika, adaletsizlik dolu olabilir. Eğer Blair Waldorf değilseniz Jenny ile aşık atamazsınız.

Yine de şunu söylemeden geçemem. Jenny için üzüldüm. Blair'ın konumu ve gücüne rağmen iyi mücadele etti ama savaşın sonu sürgünle bitti. Hak etmedi diyemem ama yine de üzüldüm.



Nate,

Sanırım parayla birlikte aile sorunları da pakete dahil. Asıl değişimi iflasın eşiğinden dönüp, babası hapse girdikten sonra geçiriyor. Babası hapse girdikten sonra annesi yazlıkta, kendisi şehirde kalıyor. Bu yüzden, bence erkenden büyümek zorunda kalıyor. Yine tam da o dönemlerde Nate’in kendisinden yaşça büyük kadınlarla ilişkide olduğunu görüyoruz. Nate’in annesiyle ilişkisi zaten pek iyi değilken babasından sonra iyice kopuyor ve ihtiyacı olan ilgiyi başka kadınlarda arıyor. Kendisinden neredeyse 20 yaş kadar büyük kadınlarda. 

Tüm bunlara rağmen özünde iyi birisi olduğunu düşünüyorum. Dizide diğerlerinin yaptıkları göz önüne alındığında gerçek iyi yürekli, temiz bir çocuk.

Rufus,

Rufus, Dan ve Jenny’nin babası. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki dizi boyunca izleyeceğiniz en sadık, en güvenilir erkek o. Aynı zamanda her zaman haklı çıkan karakter o. Tam bir baba. Eşinden ayrılmış, çocuklarını büyütüyor. Eski bir Rock yıldızı. En sakin, en dingin karakterlerden birisi. Pek bir dönüşümü yok. Dizideki asıl görevi gerçekten babalık yapmak. Diğer karakterlere doğru yolu gösteren kişi o aslında. Biraz vicdan gibi. Ama irade denen bir kavram da var. Dizinin 6 sezon ilerlemesinin bir nedeni var: Karakterlerin, Rufus'a rağmen yanlış seçimi yapmaları.

Vanessa,

Vanessa ilk sezonda Dan’in arkadaşı olarak diziye dahil oluyor. Dan, Vanessa’ya açılmış ama Vanessa’nın gitmesi gerektiği için cümlesini tamamlamasına izin vermemiş. Dan ve Serena çıktıkları dönemde Vanessa da diziye dahil oluyor. Genel olarak stabil bir karakter. Fazla dönüşümü yok. 

Dan ile ayrıldıktan sonra şehirden gitmeden önce Dan'in kitabını yayınlatması dizinin akışını Dan yönünden bayağı bir değiştiriyor. Bir yandan da aslında Dan'a yaşadığı değişimleri fark ettirecek bir karakterdi ama Dan fark edemeyecek kadar körleşmişti ne yazık ki.

Lily,

Lily, para uğruna aşkından vazgeçen sonra da evlilik hayatını bir türlü rayına oturtamamış defalarca kez evlenip boşanmış bir karakter. Yıllar sonra hayat ona gerçek aşkına sahip olma fırsatını veriyor. Gençliğinde o da Serena gibi kafasına eseni yaparmış. Olgun hali bayağı iyileşmiş diyebiliriz. Kızıyla sürekli bir çatışma halinde çünkü kızının da kendisiyle aynı hataları yapmasını istemiyor. Sürekli onu koruma halinde. Değişimini, dönüşümünü geçmişte tamamlamış bir karakter. Dizi içinde bir dönüşüm izlemiyoruz.

Eric,

Eric, Serena’nın kardeşi. Dizinin başında Jenny ile sevgili olacağını düşünüyorsunuz ama sonradan Eric’in eşcinsel olduğu ortaya çıkıyor. Zamanında büyük bir depresyon atlatması dışında bir değişimi yok. Rufus’tan sonra en aklı başında karakterlerden biri. 

                                                                                                                                           - BingerX

Kullandığım resimler:

https://images5.fanpop.com/image/photos/29300000/gossip-girl-gossip-girl-29376334-1000-727.png

https://th.bing.com/th/id/R.e0524eb22fbeb8908259012215350f40?rik=aRs%2fV4OZUvhHOA&riu=http%3a%2f%2fimages2.fanpop.com%2fimages%2fphotos%2f5400000%2fSerena-serena-van-der-woodsen-5451765-1280-1024.jpg&ehk=PvnHqQ1y9k3nYWpyX8hIaib0hxZwsKyDvaaX1yFTQ4c%3d&risl=&pid=ImgRaw&r=0

https://i.pinimg.com/originals/fc/98/f7/fc98f75a6fab199596d683ed9ef6f1f8.jpg

https://th.bing.com/th/id/R.a737f59b5b8f75fae87703a4ae50a9ad?rik=mbi0AO9BTumTiA&riu=http%3a%2f%2fimages5.fanpop.com%2fimage%2fphotos%2f28800000%2f5x16-still-chuck-bass-28875851-791-800.jpg&ehk=y1uEH7UDV8%2bj3D2RzGPppUFbhjasIYNOa92sLaVai3M%3d&risl=&pid=ImgRaw&r=0

https://th.bing.com/th/id/OIP.xGf8ePNtBTPbnG6XBXoCBQHaFj?rs=1&pid=ImgDetMain

https://wallpapercave.com/wp/lllYFdk.jpg

https://th.bing.com/th/id/OIP.nqFHDQkl6-jvtq08FVVJgwHaLG?w=192&h=288&c=7&r=0&o=5&dpr=1.4&pid=1.7

https://th.bing.com/th/id/OIP.bM9IVT1_iUrLPsLYaFSaVAAAAA?rs=1&pid=ImgDetMain








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Giriş